
KEMAL HOCA – Aslım ne yazdın tahtaya sen?
ASLIM – Söylediğiniz cümleyi yazdım hocam.
KEMAL HOCA – Benim söylediğim cümlede daha çok harf vardı.
ASLIM – Haaa kısalttım hocam. Msn de konuşurken falan da böyle ya… Mesaj yazarken de…
KEMAL HOCA – Nasıl?
ASLIM – Hocam en basitinden (tahtaya ‘NBR’ yazar) naber deriz ya.
KEMAL HOCA – Doğru siz öyle dersiniz… Sık görüyorum bu kısaltmalarınızı. “SLM” var değil mi bi de. Selam demek…
ASLIM – Tabi tabi… “TMM”. Mesela “tamam” demek. Ama ondan da kısa “OK” deriz ya. Okeyin kısaltılmışı.
KEMAL HOCA – Bu yabancı bir sözcük. Dilimizde karşılığı da var üstelik. Neden “tamam” değil de “ok”?
RIZA – Daha kısa hocam.
KEMAL HOCA – Neden bu kadar önemli şu kısaltma meselesi sizin için?
YADİGAR – Hocam çok daha hızlı yazılıyor o bakımdan.
KEMAL HOCA – Şimdi siz iletişim kurarken hıza önem veriyorsunuz değil mi? Yemek yerken de öyle… Bu hız çağında zamanla yarışıcaz derken neleri kaçırıyorsunuz…
RIZA – Ne kaçırıcaz hocam. Biz daha şanslıyız. Şimdi her konuda imkan çok. Alternatif olayı süper yani.
KEMAL HOCA – İyi ama…Bir düşünün… Güzel bir yemeği hızlı yerseniz ne olur?
MEMO – Midemize oturur.
KEMAL HOCA – Tadına varamazsınız değil mi?
İBO – Karnımızı doyurmak değil mi amaç hocam?
KEMAL HOCA – Evet ama yemeğin zevkine varmak, tadını çıkarmak istemez misiniz?
YADİGAR – Ne alakası var hocam ya?
KEMAL HOCA – Çocuklar bizim kültürümüzde konuşmanın ayrı bir yeri vardır. Konuşmak sohbettir. Eskiler hasbıhal der. Muhabbet de deriz ya… Türkçe o kadar güzel bir dilken, sözcüklerin keyfine vararak anlaşmak, zamandan tasarruf etmek için bozulmuş bir dil yerine güzel bir Türkçeyle, tadına vararak, keyifle, lezzetini duyarak muhabbet edebilmek…
“ARKADAŞLAR TÜRKÇE’MİZİ KORUYALIM VE ONA SAHİP ÇIKALIM. DİL İNSANLAR ARASINDAKİ EN BÜYÜK İLETİŞİM BAĞIDIR. BU BAĞI KOPARMAK YERİNE ONU GÜÇLENDİRELİM.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder